Выбрать главу

– Yahu ne oldu? Nedir bu hal?

– Hiç, demiş, az kalsın kafam kızıyordu. Bereket tam zamanında bırakıp gitti. Bir tane daha vursaydı ayağımın altına alacaktım deyyusu.

524– Soğuktan

İki kişi kışın soğuktan şikayet ederek aralarında konuşuyorlarmış: Erzurum'lu:

– Bizde soğuklar çok şiddetlidir. Kışın bir horoz damdan dama uçsa havadayken buz kesilir, deyince karşısındaki İranlı:

– O da soğuk mu ki, kışın Tahran'da iki kişi sokakta konuşsa kelimeler buz kesilir, karşısındakinin suratına küt küt vurur… demiş.

525– Hayat şurubu

Şarlatanın biri, sokakta büyük bir kalabalığı etrafına toplamış, bangır bangır anlatıyordu:

– Hanımlar, beyler! Gördüğünüz bu hayat şurubu, torunların torunlarını görmenize yarar. Bakın, aynı şurubu ben de kullanıyorum, çelik gibi sağlamım. Daha geçen gün 150 yaşıma bastım.

O sözlerini bitirince yardımcısı kalabalığın arasına karışıp, elli bin lira karşılığında isteyenlere bir şişe hayat şurubu satmaya başladı. Alıcılardan biri yardımcısının kolunu tutup sordu:

– Baksana yahu, bu adam gerçekten 150 yaşında mı?

– Bilmem ki kardeşim, ben ancak 100 yıldır yanında çalışıyorum.

526– İsabet

Acemiliğiyle meşhur bir avtı, arkadaşlarını çağırıp bir kapı üzerine çizilmiş hedefe tam isabet etmiş olan bir kurşunu göstererek:

– Bir de beni beğenmezsiniz. Bu kursunu tam ücvüz adım mesafeden ben attım, der.

Arkadaşları inanmazlar:

– İmkanı yok, olmaz.

– Şahit gösterirsem…

Arkadaşları bu teklifi kabul ederler. Komşular çağrılır, bu kurşunun üçyüz adım mesafeden kendisi tarafından atıldığına şehadet ederler.

Arkadaşları hayretler içinde sorarlar:

– Peki nasıl oldu da bu kadar kati bir isabet elde edebildin?

– Bundan kolay ne var? Ben evvela kurşunu attım. Sonra da hedefi çizdim.

YAHUDİ FIKRALARI

527– Miras taksimi

Zengin yahudi tüccar Moiz son nefesini vermişti. Bütün akrabaları hemen vasiyetnamenin açılmasını istediler. Zarfı heyecanla açtılar. Vasiyetnamede şöyle yazıyordu:"100.000 Frankını cenazeme ayırması şartıyla bütün mirasımı yeğenim Salamon'a bırakıyorum."

Mirastan pay bekleyen herkeste surat bir karış asıldı. İşin garibi Salamon da memnun görünmüyordu. O sırada yanında bulunan arkadaşı Levi sordu:

– Salamon be, büyük bir servete kondun, niye sevinmiyorsun?

– İyi ama, yüz bin Frank yitti elden.

– Bana bak, amcanı bir metelik harcamadan yömmenin yolunu sana yösterirsem bana 10.000 Frankcık verir misin?

Salamon'un gözleri parlayıverdi:

–Verdim yitti.

– Oyleysam söyleyorum: Bu ihtiyar budalanın tabutuna, hâmiline yazılı 100.000 Franklık bir çek korsun, olur biter…

528– Balayı

Yahudinin biri, yakın arkadaşı Yasefin oğlu Mişon'la Adadaki otellerin birinde karşılaşmış ve sormuş:

– O, maşallah, demiş,"bu havada hâlâ Adada oturuyorsun ha?…"

Mişon övünçle cevap vermiş:

– Evlendim da… Buraya balayini yeçirmeye yeldim…

– Peki madam hiç gözükmüyor ama!

– O İstanbul'da dükkânda… İşimi yüzüstü nasıl bi‑rakarım… Ben döneceyim, o yelecek!

529– Rekabet

Bir yahudi okulunda matematik dersi… Öğretmen küçük Şimon'u tahtaya kaldırmıştı:

– Söyle bakalım, metresi 5 Frank'tan 8 metre kumaş alıyorsun benden, kaç para vereceksin bana?

– Otuz beş Frank. Öğretmen kızarak:

– Hiç derslerine çalışmıyorsun. Git şu köşede tek ayak üstünde dikil bakayım, cezalısın.

Şimon cezasını çekmek için sınıfın bir köşesine giderken öğretmen, bir başka öğrenci olan Hayim'i tahtaya kaldırdı. Hayim tahtaya giderken Şimon'un yanından geçiyordu. Şimon yavaşça Hayim'in kulağına fısıldadı:

– Bana bak Hayim! Bir Frank fazla verirsen kafanı patlatırım…

530– Borç meselesi

Mişon'un Salamon'a 100 lira borcu vardı. Bu yüzden de uyku uyuyamıyordu. Bir gece Salamon'un kapısını çaldı.

– Salamon dedi."Benim sana 100 lira borcum vardı ya… Onu ödemeyeceğim!…"

– Niçin a be kuzum?

– Niçin olacak? Bugüne kadar benim gözüme uyku girmiyordu, bundan sonra da senin gözüne uyku girmesin!

531– Sigorta

Mussolini iktidara gelince İtalya'daki sigorta şirketlerinde çalışan bütün musevi memurlara işten el çektirmişti. Bu sigorta şirketlerinden birinin Polonyada Lem‑berg şehrinde çalışan çok zeki ve çalışkan bir musevi ajanı vardı. Sigorta şirketinin müdürü bu yahudinin işine son verilmesini istemiyordu. Bu işe bir çare arıyordu. Sonunda aklına bir çözüm yolu geldi. Ajanı çağırdı ve şu teklifi yaptı:

– Senin sigorta şirketimizden ayrılmana gönlüm razı olmuyor, papaza gidip dinini değiştirmeye ne dersin?

Çaresiz gibi görünen ajan, müdür ile kiliseye gittiler. Müdür durumu anlattı, papaz, ajanı odasına götürdü. Aradan saatler geçmesine rağmen odadan çıkmadılar ve nihayet çıktıklarında papaz kanter içinde kalmış, ajan ise pür neşe kahkahayla güler durumdaydı. Müdür heyecanla musevi ajanına sordu:

– Sizi kutlayabilir miyim, dininiz değişti mi? Musevi omuz silkerek cevapladı:

– Benim din değiştirmem olanaksız, fakat büyük bir başarı, bu arada papazı sigoHa ettim.

532– Pahalılık

Yahudinin biri arkadaşına dert yanıyordu:

– Mişon be, ne olcak bu bahalilik?

– Ne var? Hangi bahalilikten bahsediyorsun?

– Benzin fiatleri fena fırladı.

– Otomobil mi alacaksın yoksa?

– Ne otomobili sen da. Yeni bir çakmak aidim…

533– İyi ki uyandırdın

Yahudinin biri Paris'e bir iş gezisi için gitmişti. Fakat indiği otelde hiç bir yer kalmadığı için, ister istemez Fransızlarla beraber aynı odada yattı.

Gece yarısı Fransız birden uyandı. Yaptığı gürültüden ya‑hudi oda arkadaşı da uyanmakta gecikmedi. Fransız hemen:

– Ah, çok özür dilerim… Ne kadar üzüldüm bilemezsiniz, dedi.

– Yok canım, üzülmeyin, bilâkis beni uyandırdığınız için çok sevindim. Çünkü rüyamda telefon ettiğimi görüyordum. Tam telefonun parasını ödeyeceğim sırada, siz beni uyandırdınız.

534– Birinci mevki

Cimriliği ile meşhur Salamon bir gün oğluyla sinemaya gitmişti. Üst kata çıkıp balkondaki yerlerine oturdular. Salamon oğluna sinema balkonundan aşağıyı gösterip nasihatte bulundu:

– Buradan aşağıya sarkmak tehlikelidir Moiz.

– Basım mı döner baba?

– Hayır oğlum.

– Şapkam mı düşer?

– Hayır.

– Asaği düşer ölür müyüm?

– Allah yöstermesin! O nasıl söz Moiz? Asağisi birinci mevkidir…

535– Vapur kazası

Bir akşam vakti Salamonla dostu Boharacci, dükkanlarının önünde oturuyorlardı. Bu esnada, akşam gazeteleri satan bir çocuk bağırarak yanlarından geçti:

– Yazıyooor… yazıyooor… Bugünkü vapur kazasını ya‑zıyooor…

Salamon dükkan komşusuna:

– Yordun mü şimdi aksiliği… Benim kari da bu sabah Ada'ya yitti!

– Öyleyse bir gazete al da, kazanın tafsilatını öğrenelim.

–Yarin sabahki gazeteyi alirim daha iyi. Onda boğulanların isimleri de yazilidir.

536– Bu fiyata dayanamam

Bir gece Salamon'un dükkânına hırsız girmiş, kasayı açmak için uğraşıyordu. Dükkânın üstünde yatan Salamon gürültüyü duyunca hemen tabancasını alıp aşağıya indi, kapıya dikilip bağırdı: