Выбрать главу

547– Evlilik takvimi

– Kaç yaşındasın Rebeka?

– 15 yaşında. Ya sen Moiz?

– 45… Sen daha büyük olsaydın, seni alırdım. Ama sen 15, ben 45. Benim yaşım seninkinin üç misli.

– Moiz, 15 sene beklersek yaşım 30 olur, seninki de 60 olur.

– Sahi… O zaman yaşım, seninkinin ancak iki misli olacak.

– Yok, yok Moiz, 45 sene bekleyelim. Sen 90 yaşında olursun, ben 60 yaşında. Yaşın benden topu topu üçte bir fazla olur.

– Peki o zaman varır mısın bana?

– Amma da yaptın Moiz. 60 yaşında bir kadının aklı başında olur. 90 yaşında bir heriflen evlenmek deliliğinde bulunur mu hiç?

548– Herkes bir şey getirince

Bir İngiliz, bir İtalyan, bir Alman, bir Arap, bir Yahudi ve bir Fransız birlikte piknik yapmaya karar verdiler. Fransız:

– Kolay, dedi, her biriniz ne isterseniz alıp bana gelirsiniz. Şarap benden.

Kararlaşan saatte dostlar birer birer geldiler.

ingiliz, frank üzümü peltesi getirmişti. İtalyan makarna ve pizza, Alman kapuska, Arap kuskus… Yahudiye gelince, o da kardeşini getirmişti.

549– Herkes burada mı?

İhtiyar yahudi İzak ölüm döşeğindeydi. Bütün aile onun son sözlerini duymak için başucunda toplanmıştı.

İzak sordu:

– Anneniz burada mı?

– Evet baba burada.

– Ya kızım Rebeka? –Burada…

– Büyük kızım Rachel?

– O da burada…

– Oğlum Abraham?

– Burada…

– Büyük oğlum Rabin? –O da burada…

Ölüm döşeğindeki baba İzak birden gözlerini açıp, sesinin kalan bütün gücüyle bağırdı:

– Peki dükkanda kimi bıraktınmzz?

550– Masraflı olur

Mişon'la karısı Sara, kış sporları için dağa gitmişlerdi. Derken Sara günün birinde kendini üşüttü. Hastalığı zatürreye, çevirdi, ağırlaştı, kendisinden ümit kesildi. Artık ecel yaklaşmıştı. Birden Sara, başı ucunda bekleyen kocasının ellerine sarıldı:

– Mişon, dedi. Beni burada gömdürürsen hakkımı helâl etmem sana. Cenazemi Paris'e götür olmaz mı?

Mişon:

– Aman, dedi. Olmaz, çok masraflı olur.

– Ne olur hatırım için yap bu masrafı. Zaten benim için hiç bir zaman fazla bir şey harcamış değilsin.

Mişon cevap vermeyince; Sara ısrar etti:

– Mişon. beni burada bırakırsan cenazem rahat etmeyecek. Tabutun içinde dönüp duracak.

Mişon:

– Bak sana söz veriyorum. Şayet tabutun içinde dönecek olursan o zaman seni Paris'e naklettiririm.

551– Maliyeti yüksek

Moiz kapıdan çıkarken karısı Rebeka:

– Moiz çabuk yukarı gel. Mişon on para yuttu. Hemen bir doktor çağır.

Moiz:

– Ne diyorsun be Rebeka, on para için elli lira doktor parası mı verelim?

552– Suya çare

Fakir bir yahudi kız, sevgilisine dedi ki:

– Ah Salamon! Biz artık evlenelim… Ben seni o kadar seviyorum ki, kuru ekmekle suya bile razıyım…

Salamon:

– Çok yüzel Rebeka! Çok yüzel… Hemen evlenelim. Ama düşünüyorum da, haydi suyu ben tedarik edeyim. Ekmeği kim ye‑tirecek?

553– Aksi tesadüf

Yasef ve Avram otobüse binmişlerdi. Yasef, arkadaşının kolunu dürterek:

– Avram, dedi. Şu ön sıradaki kız senin sevgilin Rebeka değil mi?

– Evet, öyle.

– Peki, niçin yanına gitmiyorsun?

– Dur be kuzum, hele biletini alsın.

554– İlle menfaat

Bir yahudi, manifatura dükkânına girmiş, seçtiği kumaşın fiyatından biraz indirmesi için rica etmişse de başaramamıştı. Ancak illa ki bir şeyler koparmayı kafaya koymuştu:

– Bari bu yünki gazetaya sar, dedi.

555– Yahudiye kiralık ev

Bir karı‑koca, ev sahibine gelirler ve kiralık katı bir yıllığına istediklerini bildirirler.

– Öyle mi? Peki adınız ne?

– Adım Levı!

– Levi mi? Yok kardeşim, size kiralayacak katım yok benim.

– Nedenmiş o?

– Ben yahudiye ev vermem!

– Ama, ben yahudi değilim ki, katoliğim.

– Katolik mi? Nasıl olur?

– Basbayağı olur. Ben sizin gibi her pazar kiliseye giderim.

– Sahi mi? Peki, kilisenin dibinde ne vardır?

– Çarmıha gerilmiş İsa…

– Yasa be… Ya İsa nerede doğdu bakayım?

– Bir ağılda.

– Hımm… Neden ağılda doğdu peki?

– Neden mi? Çok basit: Çünkü o zamanlarda da ya‑hudilere ev vermeyen sizin gibiler vardı da ondan…

556– Dirseğinle

Mişon yeni eve taşınmış. Arkadaşı Moiz'e evini tarif ediyor:

– Nişantaşı'na gel, sağdan ikinci sokağa sap, Poyraz apartmanını göreceksin. Sokak kapısını dirseğinle it, baktın açılmadı, dirseğinle, üçüncü zili çal. Bin asansöre, dirseğinle üçüncü kata bas. Aç dirseğinle asansör kapısını, çal dirseğinle benim zili.

– Affedersin Mişon, neden hepsini dirseğimle yapıyorum?

– Eee, eve yeni taşındık, ellerin dolu gelirsin de ondan!

557– Dua

Vakti ile yahudiler şöyle dua ederlermiş:

"Dilerim Allah'tan evlenemeyeyim! Evlenirsem aldanmayayım! Aldamrsam bilmeyeyim! Bilirsem aldırmayayım…"

558– Memnuniyetle

Dilenci, zengin yahudiye kendini acındırıcı bir eda ile yalvardı:

– Bana acıyın beyim. Salamon cevap verdi:

– İstediğin yalnız oysa, memnuniyetle dostum.

559– Bilmece

Salamon'un karısı ölünce, meydanda kalan iki çocuğuna bir bakıcı bulmak için tekrar evlenmişti. Yeni evlendiği kadının da birinci kocasından iki çocuğu vardı. Cenab‑ı Hak izdivacını takdis ederek iki evlâd daha verdi. Böylece çocukların sayısı altıya yükseldi.

Bir gün Salamon aşağıda otururken, yukarıda bağırma sesleri işitti. Derhal bakmak için yukarı koştu. Döndüğü zaman karısı sordu:

– Gürültü ne imiş, Salamon?

– Hiç canım, senin çocuklarla benim çocuklar bir olmuşlar da, bizim çocuklara dayak atmışlar!…

560– Cesaret

Mösyö Salamon ile karısı dişçi muayenehanesine girdiler. Salamon, doktora sordu:

– Dişi kaça çekiyorsunuz?

– İğne yaparsak, 100 Frank, yapmazsak 50 Frank. Salamon hemen karar verdi:

– İğne istemez.

Dişçi takdirlerini belirterek:

– Bravo, cesursunuz demek…

– Ona ne şüphe… Sonra karısına döndü:

– Haydi karıcığım, otur koltuğa ve iyice aç ağzını…

561– Tahlil sonuçları

Salamon, tahlil için bir şişe dolusu idrar bıraktığı la‑boratüvardan neticeyi öğrenmeye gitmişti. Doktordan tahlil sonuçlarını aldı. Rapor tertemiz çıkmıştı, idrarda anormal hiç bir şey çıkmamıştı. Müşteri sevinç içindeydi:

– Doktor bey, müsaade ederseniz, eve bir telefon edeyim.

– Hay hay buyrun.

Salamon telefonu eline aldı ve numaralan çevirdi:

– Alo, Rebeka, sen misin. Ben Salamon. Müjde… Tahlil sonuçlarını aldım. Ne sende, ne bende, ne çocuklarda, ne kız kardeşinde, ne de kocasında, ne albümin, ne şeker, ne de üre… Hiç bir olumsuzluk yokmuş…

562– Durum

Kohen ile karısı milyarder bir dostlarının partisinden dönüyorlardı. Bir ara kadın:

– Adamın durumu iyi değil galiba, dedi.

– Neden?

– Baksana bir piyanoyu iki kişi çalmaya başlamışlar…

563– Altın yüzük uğruna…

Sokakta oynayan bir çocuğun elinde altın yüzük gören bir yahudi:

– Sana para vereyim de o adî yüzüğü bana sat, demiş.