Dilencinin sadaka istemesinden tiksinen zengin, uşaklarından birini çağırmış ve:
– Evladım, git kalfaya söyle, o da ayvaza söylesin, ayvaz gitsin kapıdaki adama"Allah versin"desin.
Aşağıdaki dilenci bu sözleri işitip ellerini açmış:
– Yarabbim, Cebrail'e buyur da, İsrafil'e söylesin, o da Mi‑kail'e haber versin, o da Azrail'e söylesin. Azrail de şu herifin canını alsın!
659– Köpürsün
Bir yahudi pazardan ahş–veriş yapmış, beyaz peynir, arap sabunu öteberi almış ama… Peynirin içine arap sabunu sızmış, eve gelip de ekmeğin içine peynir koyup yerken ağzının köpürdüğünü gören karısı bağırmış:
– Aman! Yoksa sabun mu koydun ekmeğin arasına…
– Yok be more, sabun da olsa peynir de olsa yiyeceğim oni, | para vermişem, o istediği kadar köpürsün.
660– Yarısı…
Ünlü cimri Hasbi Ağa hastalanmıştı. Ağrı içinde kıvranıyordu. Kendi kendine:"İyileşince, bir yoksula 500 lira sadaka vereceğim"dedi.
Neyse bir müddet sonra iyileşti, dostu Rafet'le birlikte sokağa çıktılar. Biraz sonra bir dilenciye rastlayınca Hasbi Ağa'nm aklına adağı geldi. Ama yüreği de sızladı. Beş yüz lirayı çıkarıp vermek güç işti. Rafet'e döndü:
– Rafet, benimle 250 lirasına bahse girer misin? Şu dilenciye şimdi çıkarıp 500 lira vereceğim!
661– Ben yürürüm
Zengin bir adam, ölüm döşeğindeydi. Üç oğlu, yatağının başında, cenaze masrafları tartışmasına girişmişlerdi. Önce, en büyük oğlu konuştu:
– Fazla masrafa lüzum yok… 8, 10 araba kiralarız, olur biter…
– Canım, kendimiz için iki araba kiralayalım, konu komşu, isteyenler, kendileri araba kiralayıp gelsinler…
En küçüğü:
– Bir büyük minibüs kiralayalım, cenazeyi oraya koyar kendimiz de şoför mahallinde gideriz… Hiç masrafa lüzum yok.
Ölüm döşeğindeki ihtiyar baba, oğullarının söylediklerini, olduğu gibi işitmişti. Güçbela yatağında doğruldu:
– Evlatlarım, hiç merak etmeyin… Hele pantolonumu getirin, mezarlığa kadar yürürüm ben, size masraf olmak istemem.
662– Kör alfabesinin faydaları
İskoçyalı'nın biri arkadaşının evine gittiği zaman onu kör alfabesi başında çalışırken buldu. Merakla sordu:
– Gözlerinin bu kadar az görmeye başladığını hiç bilmiyordum, n'oldu sana böyle?
– Yok canım, gözlerim iyi, ben elektrik yakmadan okumayı öğrenmeye çalışıyorum.
663– Aksine ucuzlayacak
Gimriliğiyle tanınan bir adam benzin istasyonunda durdu:
– Arabaya iki litre benzin koy, dedi.
Benzinci bir yandan arabaya benzin koyarken bir yandan da gülümseyerek:
– Siz eski fiyattan benzin alacak son müşterilerimizdensiniz, dedi.
Cimri:
– Öyleyse kırk litre koy, dedi. Depo dolduktan sonra sordu:"Yarın fiyat ne olacak?"
Benzinci:
– 25 lira daha ucuz olacak efendim.
664– Aptal ve cimri
Cimriliğiyle meşhur ve aynı zamanda hayli de aptal olan bir ad. amın oğlu kalp hastalıkları uzmanı olmak istiyordu. Babası oğluna akıl verdi:
– Aptal, diş doktoru ol daha iyi! Çünkü insanlarda bir kalp, fakat otuziki diş vardır.
665– Evlenme teklifleri
Sirkte cambazlık yapan kadınlardan biri, bir aydır açlık grevindeydi. Seyircilerin arasında bulunan bir doktor, sirk sahibine:
– Tam otuz gündür ağzına bir şey koymadığı doğru mu? diye sordu.
– Evet doğru…
– Peki bu zaman zarfında ona hiçbir şey olmadı mı?
– Olmaz olur mu… Tam altı İskoçyalı onunla evlenmek istedi.
666– Ağarmış saçlara
İhtiyar Hurşit Efendi, otuz seneden beri çalıştığı mağazadan çıkarıldığını öğrendiği zaman inanamayarak patronun yazıhanesine koştu:
– Aman beyefendi, dedi. Otuz seneden beri saçlarımı sizin hizmetinizde ağarttım.
Patron:
– Biliyorum Hurşit Efendi. Hizmetinizi her zaman beğenirdim.
– Bari görevime son verirken, ağarmış saçlarımın ödülünü vermez misiniz?
Patron bir an düşündü:
– Peki söyleyin aşağıda yeni gelen mallardan size bir şişe saç boyası versinler.
667– Acı
Ünlü cimri, diş ağrısının geçmesini birkaç gün bekledikten sonra dayanamayıp dişçiye gitti. Dişçi sordu:
– İlaçsız mı çekeyim, ilaçlı mı?
– Ne fark var?
– İğne yaparsam acı duymazsın, ama otuz bin liranı alırım. İğnesiz yirmi bin lira.
– Aman doktor, kaça olursa olsun, acı duyurma.
Dişçi iğneyi yaptı, uyuşturucu etkisini beklemek üzere bir süre yandaki odada oturmasını söyledi. Ancak, biraz sonra çağırınca adamın gittiğini farketti.
Akşam üzeri dişçi, muayenehanesi caddenin diğer ucunda bulunan meslektaşıyla telefon görüşmesi yapıyordu. Meslektaşı, söz arasında:
– Bugün ilginç bir şey oldu, dedi. Bana şu kılıkta bir hasta geldi. Azı dişini uyuşturucu iğne yapmadan çektim, adam bana mısın demedi!
668– Üçü bir mezarda
Cimrinin biri, atalarının vurdunu görmek için İskocya'ya gitmişti. Günün birinde bir mezarlığı gezerken bir mezar tası gözüne ilişti. Taşın üzerinde"iyi insan, iyi baba, iyi sürücü, John Arthur Gregor"yazılarını okuyunca kendi kendine mırıldandı:
– Tam İskoçlardan beklenen şey. Bir mezarda üç kişi yatıyor.
669– Babana selam söyle
Köy ağası, yetişkin oğluna at almış. Delikanlı sevinçli. Atı dörtnala sürmüş, akşama doğru dayısının köyüne ulaşmış. Hem atını gösterecek, hem ata ne fiyakalı bindiğini… Dayısı ise cimri mi cimri. Akşamüstü gelen yeğen biraz daha oyalanırsa yemek yiyecek, yatıya kalacak…
Biraz hoşbeşten sonra:
– Yeğen, demiş, ata nasıl biniyorsun? Bin de bir görelim. Delikanlı, marifetini gösterme fırsatı çıktığına sevinerek
atına binmiş, mahmuzlamış… Dayısı arkasından bağırmış:
– Haydi güle güle… Haydi güle güle… Babana selam söyle!…
670– Korktuğu şey
Cimri kocaya doktor, karısının hemen ameliyat olması gerektiğini söyleyince, koca telaş içinde sordu:
– İlle de ameliyat gerekli mi? Doktor:
– Yani, cenaze masrafını mı tercih ediyorsunuz?
– Yoo… Ama iki masraf birden olur diye korkuyorum…
671– Daha başka
Görgüsüz bir cimri, lokantada yemeğini yedikten sonra, kasada hesabı öderken, yediği yemeklerin hepsini birer birer saymış ve sormuş:
– Daha başka bir şey var mıydı?
Garson bahşiş koparmak üzere kendini hatırlatmak için kibar bir tarzda:
– Bir de garson bendeniz!… Cimri bir düşünmüş:
– Yanlışınız var… Ben garson yediğimi hiç hatırlamıyorum!…
672– Yoksullara yardım
Bir hayır cemiyeti yararına düzenlenen. kermeste çeşitli eşyalar satışa sunulmuştu. Bunların satışından elde edilecek paralarla yoksul çocuklara yardım edilecekti–. Cemiyet başkam olan bayan, kermesi gezmeye gelen çok zengin, ama cimriliği ile meşhur bir bayana bir eşarp takdim etti:
– Uygun görürseniz siz de bunu alınız hanımefendi.
Cimri kadın yüzünü ekşiterek kaçamak cevap verdi:
– Üzerimde ödeyecek bir şeyim yok. Cemiyet başkanı bayan gülümseyerek:
– Olsun hanımefendi, alınız! Biz yoksullara yardım ediyoruz.
673– Hediye
Üç İskoçyalı arkadaşlarına evlenme hediyesi olarak ne vereceklerini tartışıyorlardı.
Birincisi,"ben 6 tane çay bardağı almayı düşünüyorum."İkincisi,"ben de 12 kişilik çaydanlık alacağım."Üçüncüsü,"ben de geri kalmamak üzere 24 kişilik bir süzgeç alacağım."