Выбрать главу

– Vah vah oğluma…

Brejnev içinden:"annem burayı beğenmedi"deyip, alıp onu dağ evine götürmüş. Bir dağın tepesinde karlar içinde nefis bir saray yavrusu…

– Bak anne burası da benim… Yaşlı kadın yine içini çekerek:

– Vah vah oğluma… demiş.

Brejnev annesinin bu haline bir anlam verememiş ve biraz bozulmuş. Annesini alıp Karadeniz kıyısındaki yazlık köşküne götürmüş:

– Bak anne burası da benim yazlık sarayım. –Vah vah oğluma, çok acıyorum sana… Brejnev bu sefer iyice kızmış:

– Ne oluyor sana anne? Benim bu halime sevineceğine üzülüp"vah vah"diyorsun. Neden?

Kadıncağız yine üzgün:

– Ben üzülmeyeyim de, kim üzülsün oğlum… Bir gün komünistler gelirse, ne olacak senin bu halin?

814– Yanlış yere giden not

İngiltere eski başbakanlarından bayan Margaret Thatc‑her bir bölge yemeğine gider. Bölge milletvekillerinden biri okuması için eline bir not tutuştururlar. O da sağ yanında oturan konuğa verip kendisine okumasını ister. Notta şöyle yazıyormuş:

"Lütfen sağ yanınızda oturan adamla konuşun. Çok sıkıcı ve tam bir aptaldır. Ama partiye büyük bağışta bulunuyor."

815– İç Tüzük

Geri kalmış ülkelerin birinin Meclis'inde bir yasa tasarısı tartışılırken iktidar ve muhalefet milletvekilleri birbirlerine girmişlerdi.

Havanın iyice elektriklendiği bir sırada, muhalefet milletvekili, iktidar milletvekiline bağırdı:

– Cehenneme kadar yolun var…

Diğeri şaşırdı. Ne diyeceğini bilemedi. Sonra Meclis Başkanına döndü. Muhalefet milletvekilinin bu sözüne itiraz ettiğini belirtti.

Meclis Başkanı, hemen yanında bulunan ve üzerinde"Meclis içtüzüğü"yazılı olan kitabı açtı, sayfaları karıştırdı.

Sonunda kitabı kapatıp, şikayetçi milletvekiline:

– İçtüzüğe baktım, dedi. Gitmeniz şart değil…

816– Tercih

Erdal İnönü ölmüş. Cehenneme gitmiş. Zebaniler sormuşlar:

– Özal'ın cehennemine mi, Demirel'in cehennemine mi gitmek istersin?

İnönü sormuş:

– Özal'ın cehennemi nasıl?

– Üzerinde çivili bir uzun tahta var. Yatırıyorlar, elektrik veriyorlar, üstünden de buldozer geçiyor.

İnönü, Demirel'in cehennemim tercih etmiş ve demiş ki:

– Demirel'in cehenneminde tahta olmaz. Tahta olsa, çivi bulunmaz. İkisi de olsa elektrikler kesilir. Elektrikler ke‑silmezse bu sefer de benzin, mazot bulunmaz, buldozer çalışmaz.

817– Tek çare

Şili diktatörü Pinoche bir gün, kendi hayatının anlatıldığı belgesel filmi izleyip seyircinin nabzını yoklamak için sinemaya gitmiş. Filmde her görünüşü sinemada olağanüstü tezahürata neden oluyormuş. Öyle ki, izleyiciler ayağa kalkarak alkış yağmuruna tutuyorlarmış. Pinoche yanında oturan yaşlıya bu sevginin nedenini sorunca adam:

– Ne sevgisi, canımızdan olmamak için tek çaremiz bu, demiş.

818– Zenci Rus

CIA, Rusya'da bir kasabaya casus yerleştirecek, çevrede Ruslar'ın nükleer araştırma merkezleri var. Ama öyle bir casus olacak ki, tıpkı bir Rus gibi…

Önce Amerika'da, Rusya'daki kasabanın bir benzeri yapılmış, yüzlerce kişi arasından seçilen casus adayı, yıllarca bu yapma kasabada yaşamış… Rusça'yı o bölgenin lehçesiyle öğrenmiş… Ruslar ne yer, nasıl içer, nasıl şakalaşır, nasıl kızar, hepsi en ufak ayrıntısına kadar öğretilmiş ve zamanı, gelince bir imtihandan geçirilip, –uçakla Rusyadaki gerçek kasabanın çevresine atılmış. Amerikalı casus, kasabaya adımını atar atmaz, eliyle koymuş gibi meyhaneyi bulmuş, dalmış içeri, herkesi Rus usulü selamlamış ve meyhaneciye votka söylemiş… Meyhanede de fazla kişi yokmuş, biraz sonra ondan başka kimse kalmamış…

Meyhaneciyle oradan, buradan, sağdan soldan konuşmaya başlamışlar, vakit geçmiş, meyhaneci casusun omuzuna elini atmış!

– Haydi Joe, kalkıp karakola gidelim, seni teslim edeyim. Amerikan casus şaşırmış, ama bakmış kurtuluş yok, kaçamayacak, yola çıkmışlar…

Amerikalı dayanamamış, sormuş:

– Çok merak ediyorum, benim Amerikalı olduğumu nasıl anladın? O kaçlar güzel Ruslasmıştım ki!

Meyhaneci gülmüş:

– Her şeyin tamam olmasına tamam da, bizim buralarda hiç zenci Rus bulunmaz, demiş.

819– Çirkin

Churchill'in kadın muhalifleriyle de atışmaları ünlüdür. Lady Astor kürsüde konuşan Churchill'e laf atar.

– Eğer kocam olsaydınız, kahvenize zehir katardım! Churchill cevap verir:

– Eğer ben de kocanız olsaydım, o zaman kahveyi sevinerek içerdim!…

820– Eşşeklikten

Churchill'e politikaya neden atıldığını sormuşlar. O da şöyle cevaplamış:

– Eşşekliğimden. Tekrar sormuşlar:

– Peki öyleyse neden çekilmiyorsunuz?

– Söyledim ya eşşekliğimden diye… İnadımdan çekilmiyorum.

821– İkinci gece gelebilirim.

Ünlü tiyatro yazarı Bernard Shaw,"Pgymalion"oyununun ilk gecesine, Churchill'e iki davetiye yollar ve bir de şu notu ekler:"Bir dostunuzu da getirebilirsiniz, tabiî eğer bir dostunuz varsa…"

Churchill lafın altında kalır mı, hemen şu cevabı gönderir:"Başka bir yere daha önceden söz verdiğim için oyununuzun ikinci gecesine gelebilirim, tabiî eğer ikinci gece perdeyi açıp oy‑nayabilirseniz!"

822– Sarhoş ve çirkin

Churchill her gün içkiye erken başlayanlardandı. Tartışmalı bir parlamento toplantısından sonra İşçi Partisinin kadın milletvekillerinden Braddock sinirlendi:

– Sen bir sarhoşsun! Churchill güldü:

– Olabilir ama sen hep çirkin kalacaksın!…

823– Damat

II. Dünya Savaşından sonra Churchill ailesi ve dostlarıyla birlikte bir akşam yemeğinde, ciddi bir konuyu tartışırlarken masanın ucundan bir ses yükselmiş:

– Sor, II. Cihan Savaşı'nın en önemli adamı kimdi? Herkes dönüp bunu sorana bakmış; Churchill'in sarhoş damadı…

Churchill aldırmamış. Ama damat yakasını bırakmamış, sesini daha da yükseltmiş:

– Sor, sor, cevap vermediniz, savaşın en önemli adamı kimdi?

Churchill, yine aldırmayınca, sarhoş damat ayağa kalkmış:

– Duyuyor musunuz, size soruyorum, savaşın en önemli adamı kimdi, diyorum.

Churchill, gayet sakin, purosundan bir nefes çekmiş:

– Mussolini'ydi!

Herkes şaşırmış bu cevaba… Yakın dostlanndan biri Churchill'in kulağına eğilmiş:

– Niçin acaba? Churchill gülmüş:

– Damadım astırdı da!

824– Sil baştan

Şair Eşref top seslerini duyunca merak edip sormuş:

– Hayrola ne oldu ki top atılıyor?

– Padişahımızın bir şehzadesi oldu.

– Ya, adını ne koymuşlar acaba?

– Ertuğrul…

– Eyvah desenize sil baştan.

825– Yellenme

İngiltere eski başbakanlarından Margaret Thatcher bir gün Kraliçe Elizabeth ile birlikte atlı kraliyet arabalarının birinde iken arabayı çeken atlardan biri yellenir. Çok utanan Kraliçe hemen"özür dilerim"deyince Thatcher yanıt verir:

– Önemli değil majesteleri, ben atlardan biri yaptı sanmıştım.

826– İsmimle hitab edebilirsin

Thatcher'in kocası gazetede, kendisinin satın aldığı bazı hisse senetlerinin yükseldiğini görünce heyecan içinde, banyo yapmakta olan karısının yanına koşmuş ve:

– Tanrım, şu fiyatlara bak, demiş.

Thatcher gülerek kocasına:

– Deniş sana kaç kere, kimse yokken bana Margaret diyebileceğini söyledim, cevabım vermiş.

827– Erkeklik

Cumhuriyet tarihinde 1950–1960 lı yılların politik arenasında en renkli kişilerden biri de Osman Bölükbaşı idi.