Выбрать главу

Miss Marple başıyla onaylayarak ekledi. “Soğukta kalmamalısın, Elspeth. Aksi takdirde üşüteceksin. Bence gar restoranında sıcak bir çay iç. Nasıl olsa daha zamanın var, Londra treni on iki dakika sonra kalkacak.”

“Bu iyi bir fikir. Allahaısmarladık, Jane.”

“Güle güle, Elspeth. Sana mutlu Noeller dilerim. Umarım Margaret de iyidir. Seylan’da iyi eğlenceler, keyfini çıkar. Beni anımsayıp anımsamayacağından kuşkuluyum, ama yine de Roderick’e selamlarımı ilet.”

“Tabi ki anımsıyor, hem de çok iyi. Ona okulda olduğu sıralarda bir şekilde yardımcı olmuşsun… Kilitli dolaptan kaybolan bir parayla ilgili bir şeydi sanırım… Bunu asla unutamıyor.”

“Ah, o mu?” diyerek Miss Marple gülümsedi.

Bayan McGillicuddy arkasını döndü, bir düdük sesi duyuldu ve tren hareket etti. Miss Marple arkadaşının tıknaz, şişmanca gövdesinin peronda kaybolmasını seyretti. Elspeth huzur içinde Seylan’a gidebilirdi, yapılabilecek her şeyi yapmış, tüm sorumluluklardan kurtulmuştu.

Tren ilerlemeye başlayınca Miss Marple arkasına yaslanmadı. Dimdik oturuyor, ciddi ciddi düşünüyordu. Konuşmaları dalgın ve dağınık olsa da, zihni son derece açık ve netti. Çözmesi gereken bir sorun vardı; bu gelecekte neler yapması gerektiğine ilişkin bir sorundu; ve tuhaf olan bu sorunu çözmek, Bayan McGillicuddy’ye olduğu gibi ona da bir görev olarak görünüyordu.

Bayan McGillicuddy sonuçta ikisinin ellerinden geleni yaptıklarını söylemişti. Bayan McGillicuddy açısından bu doğru olabilirdi ama Miss Marple kendisi açısından bunun doğruluğundan pek o kadar da emin değildi.

Kimi zaman bazılarının özel hünerlerine gerek duyulabilirdi… Ama bu biraz kendini beğenmişlik olmuyor muydu?… Kendisi böyle bir durumda ne yapabilirdi ki? Birden aklına arkadaşının sözleri geldi: Eskisi kadar genç değilsin…

Bir taarruzu planlayan general ya da bir firmanın muhasebe defterlerini inceleyen hesap uzmanı titizliğiyle Miss Marple olası harekât planının eksi ve artılarını saptadı. Aktiflerde aşağıdaki maddeler bulunuyordu:

1. Geniş yaşam deneyimim ve insanları tanımam.

2. Sir Henry Clithering ve vaftiz oğlu (sanırım Scotland Yard’da) Little Paddocks olayında bana çok yardımları dokunmuştu.

3. Yeğenim Raymond’un ikinci oğlu, bildiğim kadarıyla İngiliz Demiryolları’nda görevli.

4. Griselda’nın oğlu Leonard; harita okumakta gerçek bir dâhi.

Miss Marple bu aktifleri yeniden gözden geçirip değerlendirdi. Pasif cephesinde olanları, özellikle de bedensel zayıflığını göz önüne alarak değerlendirmesi gerekiyordu.

Artık istediğim gibi oraya buraya gidip, istediğim gibi araştırma yapıp, araştırmalarımı sürdüremem, diye düşündü içi burkularak.

Evet, yaşı ve bedensel zayıflığı en önemli engellerdi. Gerçi yaşına göre sağlığı mükemmel sayılabilirdi ama yine de ihtiyardı. Dr. Haydock basit bahçe işlerinden bile sakınması gerektiğini belirttiğine göre bir katili yakalamak için yola koyulmasına kesinlikle karşı çıkacaktı. Aslında katili bir an önce yakalamak istiyordu ama… işin zor tarafı da burada başlıyordu. Şimdiye dek cinayet olaylarının açıklamalarını bir anlamda hazır olarak kucağında bulmuştu; şimdi ise işin peşine kendisinin düşmesi, dizginleri ele alması gerekiyordu. Bunu istediğinden de tam olarak emin değildi… yaşlıydı… yaşlı ve yorgundu. Yorucu bir günün sonuna ulaşılan o anda yeni bir projeye girişmenin düşüncesini bile itici buluyordu. Yalnızca eve dönmek, lezzetli bir akşam yemeğiyle donattığı tepsisini alıp şöminenin karşısına geçmek ve yatıp uyumak istiyordu. Sabah ise bahçesine çıkacak, sağa sola bakacak, fazla yorulmadan ve kendini üzmeden huzur içinde bahçede düzeni sağlayacaktı.

Bu tür maceralar için çok yaşlıyım, diye düşünen Miss Marple dalgın bir şekilde pencereden dışarı bakıyor, demiryolunun çizdiği geniş virajı seyrediyordu.

Bir viraj…

O anda aklına bir şey geldi. Kondüktör biletlerini zımbaladıktan hemen sonra olan bir şey…

Tabi bu mümkündü. Olabilirdi. Bu olaya bakış açısını tamamen değiştirebilirdi…

Miss Marple’ın yanakları kızardı. Birden tüm yorgunluğunun kaybolduğunu hissetti.

Hemen yarın sabah David’e bir mektup yazmalıyım, diye karar verdi. Aynı anda aklına aktiflere kaydedebileceği çok değerli bir unsur daha geldi.

“Tabi” diye düşündü. “Sevgili sadık Florence!”

* * *

Miss Marple son derece metodik bir şekilde harekât planını hazırlarken, önemli bir gecikme faktörü sayılabilecek Noel zamanını da hesaba katmayı unutmadı.

Önce büyük yeğeni David West’e bir mektup yazarak, Noel tebrikleriyle birlikte acil bilgi isteğini de iletti.

Büyük şans eseri önceki yıllarda olduğu gibi yine rahibin evindeki Noel yemeğine davetliydi. Böylece orada tatil günlerinden yararlanıp ebeveynlerini ziyaret eden Leonard’ı görebilecek ve ona haritalarla ilgili sorularını yöneltebilecekti.

Her türlü harita Leonard’ın ilgili alanına giriyordu. Bu yaşlı kadının belirli bir bölgenin büyük ölçekli haritasına niçin gerek duyduğu onu hiç ilgilendirmiyordu. Haritalar üzerindeki uzunluk ve genişlikleri yüksünmeden hesaplar, Miss Marple’ın amaçlarına hangi haritanın en yararlı olacağını belirledi. Hepsi bu kadar da değil. Tam da ihtiyaç duyulan harita tesadüfen koleksiyonunda vardı. Haritayı memnuniyetle ödünç verecekti. Miss Marple da haritayı özenle koruyacağına ve en kısa zamanda geri getireceğine söz verdi.

* * *

“Harita mı?” diye sordu Leonard’ın annesi Griselda. Yetişkin bir oğlu olmasına rağmen cami yıkılsa da mihrap yerinde deyimine tıp tıp uyan bir kadındı. Sade, eski püskü rahip evine hiç yakışmıyordu. “Haritayı ne yapacak? Yani onları ne amaçla kullanacağını bilmek isterdim?”

“Bilmiyorum” dedi genç Leonard. “Sanırım bunu kesin olarak belirtmedi.”

“İşte bu çok tuhaf…” dedi Griselda. “Bu bana oldukça kuşkulu görünüyor… Onun yaşında bir ihtiyarcık artık böyle işlerden elini ayağını çekmeli.”

Leonard ne tür işleri kastettiğini sorunca Griselda kaçamak bir yanıtla geçiştirdi.

“Burnunu her yere sokmayı. Çok garip. Haritayı ne yapacak?”

Bu arada Miss Marple büyük yeğeni David West’den sevgi ve içtenlikle yazılmış bir mektup aldı:

“Sevgili Jane teyze,

Yine neyin peşindesin? Benden istediğin bilgileri temin ettim. Verdiğin bilgilere uyan yalnızca iki tren saptadım: 16.33 ve 17.00 trenleri. Birincisi yavaş bir tren ve Haling Broadway, Barwell Heath, Brackhampton ve Market Basing’te duruyor. 17.00 treni ise Cardiff’e, Newport’a ve Swansea’ye giden Wales ekspresi. Gerçi tarifeye göre Brackhampton’a beş dakika önce varması gerekiyor ama, birinci tren yolda 16.50 trenince geçilmiş olabilir. İkinci trense 16.50’yi Brackhampton’a varmadan hemen önce geçiyor.

Bu sorunun ardında ağız sulandırıcı bir köy skandalı kokusu alıyorum. Yoksa şehirdeki alışverişten 16.50 treniyle dönerken belediye başkanının karısını yanınızdan geçen trende köy doktorunun kollarında mı gördün? Peki ama hangi tren olduğunun ne önemi var? Belki de Porthcawl’da bir hafta sonu geçirmişlerdir? Kazak için çok teşekkür ederim. Tam istediğim gibi. Bahçen nasıl? Sanırım yılın şu mevsiminde pek çekici değildir.

Daima senin,

David”