Выбрать главу

1905 yılında Bakü`de ve diğer yerleşim bölgelerinde etnik sebeplerden dolayı Ermenilerle aralarında çıkan çatışmalar, Azerbaycan Türklerinin milli şüur ve kimliklerini kazanmalarına, milli varlıklarını savunmayı öğrenmelerine etkili olmuştu. Mehmed Emin Resulzade`nin belirttiği gibi “Kafkasya Türklüğü büyük muharebe arefesinde ve İhtilal-i Kebirin (Bolşevik İhtilali) patladığı zamanda pek de hazırlıksız değildi. Gerçi vezaif ve makasıd-ı milliyenin azamet ve müşkülatı ile mütenasip bir teşkilata daha malik değil idiyse de, artık siyasi idrakten mahrum, arzu-yı millisi taazzuv etmemiş şekilsiz bir kitle halinde dahi değildi. Hayatını ibraz edecek vasıtlara malik, diri ve yaşamak istediğini hissettirecek zi-ruh bir vücud halindeydi”.[51]7

1905`ten sonra Azerbaycan Türk aydınları Kafkasya`nın idari ve siyasi hayatında belirli ölçüde rol oynamaya başlamışlardı.

Osmanlı-Rus harbinin başlaması üzerine daha önce Rusya`dan göç ederek İstanbul`da yaşamakta olan bazı Türkler harekete geçerek “Rusya`dakı Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Komitesi (Cemiyeti)” veya kısaca “Türk-Tatar Hey`eti” adını taşıyan bir teşkilat kurdular. Başkanlığın İdil-boyu Türklerinden Yusuf Akçura (oğlu) (1876-1935)`nın yaptığı bir komitenin çalşmalarında Azerbaycan Türklerinin önderlerinden Ahmed Ağaoğlu (1865-1939), Ali Hüseyinzade (1864-1941) ve Selim Bey Behbud(ov) faal rol aldılar.[52]45 Teşkilatı kuranların gayesi, Rus idaresinde yaşayan soydaşlarının kurtarılması ve anavatanlarının istiklale kavuşması için çalışmaktı.

Mavera-yı Kafkas Komiserliği, Bolşevizme iyice batmış, dağılma durumuna gelmiş Rus ordusuna güvenmiyor ve kendisi için tehlikeli olabileceğini düşünüyordu. Erzincan Mütarekesi arkasından Rus Kafkas ordusu 19 Aralık 1917`den itibaren terhis edilmeye ve çekilmeye başlandı. Rus ordusunun bıraktığı boşluğu doldurmak üzere milli zeminde ordu teşkil edilmesi kararı alındı. Bu arada Türkiyeli Ermenilerden kurulan kuvvetlerin başına General Ozanyan Andranik getirilmişti. Ruslar çekilirken cepheyi ve silahlarının çoğunu Rus ordusunda hizmet etmiş Ermeni gönüllü alaylarına ve milislerine bırakıyorlardı. Gürcüler ve Ermeniler, Rus ordusundan kalan birliklerden kendi milli ordularını kurmaya giriştiler. Ayrıca birçok Ermeni çetesi de faaliyette idi.

Harp içinde Rus ordusunda yaklaşık 300.000 Ermeni ve Gürcü askeri vardı. Rus askeri stratejisi sebebiyle bunlar Kafkasya dışında istihdam edilmişlerse de sonra bunlardan bir kısmı Kafkasya`ya gönderilmişlerdi. Kafkaslar`da bulunan Rus askerleri çekilmeye başladıklarında 500.000 kişilik Rus Kafkas ordusunda Ermenilerin sayısı 40.000 kadar vardı. Bunlar Türk ilerlemesini durdurmaya ve harp sırasında işğal altına alınmış Türk topraklarında kontrolü elinde tutmaya çalışacaklardı.[53]1 Öte yandan Güney Kafkasya`da Taşnaklar cepheden dönen Ermeni askerlerini örgütleyerek milli ordularını kurmaya giriştiler. Bilhassa Bakü ve Lenkeran`da kuvvetli olan Bolşevikler, Kızıl Muhafızlar adıyla kendi ordularını teşkil ediyorlar. Gürcüler de kendi birlik ve kadrolarını oluşturmaya başlamıştı. Her ne kadar Ermeni ve Gürcü orduları Türkiye`ye karşı savunma amacıyla kurulmuşlarsa da çoğu zaman dahili milli anlaşmazlıklara da katılmaya başlamışlardı. Bilhassa Ermeni kuvvetleri kuruldukları günden itibaren Azerbaycan Türklerine karşı terör hareketlerine girişmişti[54]2.

Azerbaycan Milli Ordusunun Kurulması İçin İlk Teşebbüsler

Kür nehrinin kollarından Gence çayı, Gence şehrindeki Türk ve Ermeni mahallelerini birbirinden ayırmaktaydı. Bu iki mahalle derenin üzerindeki bir köprü ile birbirine bağlanmaktaydı. Şehrin batı kısmında Türkler, doğu kısmında ise şehir nüfusunun beşte birini meydana getiren Ermeniler otururlardı. Bolşevik İhtilali ve sonrasında çeşitli sebeplerle bu iki semtin halkı birbirine karşı cephe almış, siperler kazılmış ve silah sesleri eksik olmuyordu. Çarlık zamanında askerlik yapmış, sivil ve asker iyi silahlanmış olan Ermeniler Gence`de de kuvvetli idiler. Ayrıca ellerinde Rus batı cephesinden gelen Gence ve Karabağ Ermeni askerlerinden kurulu bir tabur bulunuyordu.

Kendi topraklarında büyük tehdit altında olan Azerbaycan Türkleri ise 1917 baharından beri kendi askeri birliklerini teşkil etme izni almaya çalışıyoprdu. Kerenski Hükumeti iktidardan düşürülmeden az önce Müslüman birliklerin kurulmasına izin vermiş fakat bunun için gerekli silah ve malzeme konusunda hiçbir tedbir almamıştı. Müslüman Grubu, Aralık 1917`de Azerbaycan askeri kuvvetlerini teşkil etmek için teşebbüse geçti. Gence, Bakü, Lenkeran ve Tiflis`te toplantılar yapıldı ve St. Petersburg`tan getirilen “Dikaya Diviziya”nın Tatar süvari alayı esas alınarak General Aliağa Şıhlinski`nin Başkomutanlığı altında kuvvet teşkiline başlandı. Fakat ne subay ve astsubay kadrosu ne de silah, cephane ve sair askeri malzemeler yeterliydi. Bakü`de Kadet mektebinde subay kadroları yetiştirmek için çalışmalar yapıldı. Silah ihtiyaçlarının bir kısmını da cepheden dönen Rus askerlerinden karşılamaları gerekiyordu. Çarlık, Kafkasya Müslümanlarından asker almadığından yüz yıldan beri askerlik san`atından uzak olan Kafkasya Müslümanları askerliği unutmuşlardı. Bu sebeple komşuları Ermeniler ve Gürcüler Rus ordusunda bulunan kendi askerlerinden milli kuvvetlerini kolayca oluştururken Azerbaycan Türkleri büyük güçlüklerle karşılaştılar[55]3 .

Gence Milli Komitesi`nin Asayişi Sağlama Çalışmaları

Türk Adem-i Merkeziyet Müsavat Partisinin ve Milli Komitenin elinde harp içinde teşkil edilen Dikaya Divizya (Cesur Tümen)`dan bir süvari alayı vardı. Komutanlığını bir Gürcü`nün yaptığı bu alay Gence ve Karabağ Türklerinden teşekkül ediyor ve şehirde bir nevi jandarma vazifesi görüyordu. Difai teşkilatı ile Ermenilere karşı mücadele eden Milli Komitenin elinde ise sivillerden meydana gelen başıbozuk bir kuvvet vardı.

1917 sonlarında Gence`de aynı zamanda Müslüman Milli Şurası`nın da başkanı olan Nasip Yusufbeyli`nin idaresindeki Türk Adem-i Merkeziyet Müsavat Partisi, Şeyhülislam Hacı Mehmed Pişnamaz Efendi`nin başkanlığındaki İttihad-ı İslam Partisi ve Doktor Aslan Safyurdlu idaresindeki Sosyalist Parti faaliyette idi. Bu siyasi partilerin halk üzerindeki etkisi sınırlı olmakla birlikte bir ikilik meydana getirdikleri muhakkaktı ve Azerbaycan davasına zarar veriyordu. Müsavat ve İttihad partileri birbirleriyle uğraşırken Bakü`den gelen Bolşevik propagandası Gence köylerine kadar yayılma imkanı bulmuştu. Bolşevikler fakiri zengine, köylüyü toprak sahibine karşı kışkırtıyorlardı. Bolşevik Himmet Partisi ve hangi partiden olursa olsun Ermeniler Bolşevik propagandasını birlikte yürütüyorlardı.

Gence`nin Zegem nahiyesinde tahriklere kapılan bir grup büyük çiftlik sahibi Zülgaderri ailesinden Allahyar Beyi daha sonra toprak iddiasında bulunması muhtemel birkaç aile ferdi ile birlikte öldürmüşler, mallarını yağma etmişler, konaklarını yakmışlardı. Bu olayın haberi Gence`ye ulaştığında büyük üzüntüye sebep olmuştu. Bu kabil olayların yayılması hatta şehrin yağmalanması ihtimali düşünülerek Müsavat ve İttihad partileri tarafından biri molla ve tüccardan diğeri öğretmen ve sair münevverlerden iki heyet teşkil edilerek Zegem`e ve civar köylere gönderilmişti. Bu heyetlerin ahaliye nasihatları üzerine olaylar yatışmış kardeş kanının akması önlenmişti[56]4.

Rus Alayının Gence`den Çıkarılması

Gence`de bulunan 218. ve 219. Rus ihtiyat alayları Ermenilerle anlaşıp bir Askeri Mümessillik (Soldatski Deputat) kurmuşlardı. Türkleri tazyik ederek Gence`ye hakim olmak istiyorlarsa da bu konuda bir teşebbüste bulunamıyorlardı.

Türkiye cephesindeki Rus ordusunun çözülmeye başlamasından sonra trenler dolusu disiplinsiz Rus askerinin Gence üzerinden Bakü`ye ve Rusya`ya doğru akıp gitmeye başlaması Azerbaycan Türkleri arasında huzursuzluk yarattı. Bunlar arasında Ermeniler tarafından Türkler aleyhine başlatılan propaganda Milli Komite`yi endişelendiriyordu.

Aralık 1917`de cepheden dönen bir Kozak alayının Gence`ye gelip kışlaya yerleşmesinden cesaret almış olan Rus askerleri taşkınlık yapmışlardı. Çıkan olaylarda halktan ve Rus askerlerinden ölenler olmuştu. Olayların büyümesini önlemek için Belediye Başkanı Halil Bey, şehirdeki Rus askeri temsilcilerini, Milli Komite mensuplarını ve Kozak Alayı komutanı albayı olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Hararetli ve sert tartışmalar sonunda Rus askerlerinin temsilcisi Andreyef`in: “Söyleyeceklerim bir Rus askerinin son ve kat`i sözüdür. Yarından itibaren sokaklarda görülecek her silahlı sivilin silahı elinden alınacak ve kendisi cezalandırılacaktır” demesi Milli Komite Başkanı Nasip Beyi, sinirlendirmiş ve o da “Ben de size Türk halkının kararını ilan ediyorum. Yarından itibaren Gence sokaklarında silahlı olarak görülecek her Rus askerinin silahı elinden olunacaktır” cevabını vermişti. Kozak Alayı komutanı Rusları desteklemediği gibi bir kısım silah ve mühimmatı Milli Komite`ye teslim ederek askerlerinin olaylara katılmasına meydan vermemek için ertesi sabah erkenden Gence`yi terk etmişti. O gün şehirde yakalanan 60 silahlı Rus askerinin silahları alınmış ve şehirle istasyon arasında cadde üzerinde bulunan Ümit Pamuk Fabrikasında hapsedilmişlerdi. Silahsız olanlara ice dokunulmamıştı. Halk bütün gün silahlı dolaştığı halde Rus alayı her hangi bir harekette bulunmamıştı.

Müslüman Milli Şurası`nın talebiyle 14 Aralık 1917`de Kafkas Cephesi Genel Komutanlığından, Rus alayının silahların alınması ve bütün askeri donanımın kurulmakta olan Tatar alayına verilmesi emri geldi. Bu emir, yerel komutan General Midivani tarafından uygulanmak istenmemişse de Müslüman Milli Şurası emri zorla uyguladı. 17 Aralık 1917`de şehrin Türk mahallelerinde bulunan dört kışla sabah erkenden halk kuvvetleri tarafından sarılmış ve Milli Komite üyesi dört kişi gidip silahları teslim almıştı. Askerler istasyondan trene bindirilerek Bakü üzerinden Rusya`ya gönderildiler.

Böylece, Menşeviklerin Tiflis`te Bolşevik kuvvetlerin askeri malzemesini almasından bir ay sonra Gence`deki Müslümanlar da Gence`deki Bolşevik yanlısı Rus garnizonunu silahsızlandırmış ve dağıtmıştı. Artıq Gence`de Rus askeri kalmamış ve Milli Komite her şeye hakim olmuştu. Şehirde polis kazalarda ise jandarma teşkilatı Milli Komitenin emrindeydi. Azınlık Rus ve Ermenilerin hayatları da emniyete alınmıştı[57]5.

1918. Mayis`te Güney Kafkasya`da üç yeni devlet ortaya çıktı. Gürcüstan`ın başkendi Tiflis, Ermenistan`ın başkendi Erivan ve Azerbaycan`ın başkeni Bakü olacaktı. Fakat Bakü şehri bolşeviklerin elinde bulunuyordu. Bundan dolayı “Mustakil Azerbaycan”ın başkenti geçici olarak Gence oldu.