Выбрать главу

Nasıl bir oda?

Adamın biri otele girer, resepsiyondaki görevli adamla ilgilenmeye başlar ve nasıl bir oda istediğini sorar. Adam "oda istemiyorum, ama bu gece burada kalmak istiyorum", der. Resepsiyoncunun şaşkınlığı üzerine devam eder:-"Ben uyur gezerim de, otelde uzun bir koridorunuz varsa bana yeter..."

Yemekte ne var?

Delikanlı çok acıkmıştır, bir an önce eve gider, daha kapıdan annesine sorar:-"Annecim yemekte ne var?" -"Ooo. Saymakla bitmez oğlum." -"Süppersin anne. Ne var yemekte?" -"Pirinç pilavı..."

Maç neymiş

Şehire yeni göçmüş ve işportacılık yapmakta olan iki genç, stadyumun önünde köfte satmaktadırlar. Bu kadar insanın buraya neden toplandıklarını anlayamayan, yaşça daha büyük olan, diğerine para verir ve içeri yollar:-"Ahmet, hele bi git de maç neymiş bi öğren gel!" Maç çıkışı Ahmet gelir ve büyüğüne rapor verir:-"2 direk dikiyler, ortaya bir kabak koyiler, 20 avanak peşinde koşi, 2 denesi de direkler arasinda duri, kabak direkler arasından geçince gool diye bağıriler... Ha bi de utanmadan kısa don giyiler!"

Meslek sırrı

Şerif, uzun süren bir takipten sonra kıstırdıkları at hırsızına sorar:-"Söyle bakalım, bu kadar atı sahiplerinin ruhu bile doymadan çalmayı nasıl becerdin bakalım?" Hırsız cevap verir:-"Söyleyemem şerif, meslek sırrımdır!" -"Ben söyletmesini bilirim ama sana!" -"E o da sizin meslek sırrınızdır!"

Boks maçı

Ağır siklet boksörler arasında bir ünvan maçında, artık yaşı geçmekte olan şampiyonla; genç ve hırslı rakibi dövüşmektedir. Birkaç raundun ardından, yaşlı olan artık iyice hırpalanır. Üstüne üstlük, vurmaya çalıştığı her seferde, yumrukları havayı dövmektedir. Raund arasında, bir yandan kaşındaki yarık tedavi edilirken, antrenörüne sorar:-"Hocam, sizce bu maçı alma şansım var mı?" -"Elbette var... Şu ana kadar yaptığın gibi, etrafındaki havayı dövmeye devam et, böylece rakibini zatürreden öldürebilir ve kazanabilirsin..."

Düt düt

4-5 yaşlarında bir çocuk, 60'lı yaşlardaki ninesiyle parka gitmek üzere evden çıkar. Bir yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmek üzere beklerlerken, ninesi arabaları gösterip:-"Oğlum bak karşıdan düt düt geliyor, düt düt!", der. Bunun üzerine ufaklık ninesini paylar:-"Aman be babaanne... O senin düt düt dediğin, sekiz silindir, hava yastıklı, 100 Km.ye 3.2 saniyede çıkan bir Alfa Romeo!"

Bu sefer farklıydı

Afacan Yetkin, okuldan üstü başı paramparça, yüzünde de morluklarla döner. Annesi, daha kapıda Yetkin'i haşlamaya başlar. "Yine dövüştün di mi okulda! Ah be benim haylaz oğlum, hiç akıllanmayacaksın!" "Ama anne, bu sefer farklı!" -"Neymiş farklı olan?" -"Bu sefer ben kavga çıkarmadım. Küçük bir çocuğu, onu döven büyük çocuklardan kurtarmak için dövüştüm!" -"İşte benim oğlum, demek yardıma ihtiyacı olan biri için kendini tehlikeye attın. Kimmiş bakalım bu kurtardığın, ben tanıyor muyum?" -"Tanıyorsun tabi anne! Bendim!"

Sanat altyapısı

Baba oğlunun iyi bir sanat altyapısına sahip olmasını istemektedir. Oğlu daha 7 yaşındayken, Türkiye'ye gelen ünlü bir sopranonun konserine, oğluyla beraber giderler. Konser başaldıktan birkaç dakika sonra ufaklık sorar:-"Baba... Baba..." -"Efendim oğlum?" -"Baba, o siyahlar giymiş adam, elindeki sopayla neden o şişman kadını korkutuyor?" -"Korkutmuyor oğlum, sadece yönetiyor..." -"Eee? O zaman kadın niye öyle avaz avaz bağırıyor?

Binadaki insan sayısı

Bir matematikçi, bir biyolog ve bir fizikçi arkadaş, yıllar sonra toplanmışlar; bir çayevinde sohbet etmektedirler. O sırada gözleri, karşıdaki bir binaya takılır ve içeri giren çıkanlara bakmaya başlarlar. Binaya önce iki kişi girer, sonra da üç kişi çıkar. Bunun üzerine yorum yapmaya başlarlar: Fizikçi:-"Ölçme hassas olmadığı için kesin sonuç alamayız." Biyolog:-"İki kişi üremiş ve üç kişi olmuştur." Matematikçi:-"Şimdi içeri biri girerse, bina tam anlamıyla boş olacaktır."

Ya bizi takip etmeyi bırak...

İki Fransız kız, Türkiye'ye turist olarak gelmişler; bizim yağız delikanlı Mehmet de peşlerine takılmış; onlar nereye gitseler o da gidiyor, arada bir de kızlarla göz göze geliyor. En sonunda, biraz tenha bir sokakta, kızlar birden Mehmet'e dönerler ve bağırmaya başlarlar:-"Bana bak! Ya bizi takip etmeyi bırak, ya da bir arkadaşını daha getir!"

Ağaçlar

Bir sarhoş, çok içtiği bir başka gecenin ardından evine dönerken, yolun kenarındaki bir ağaca çarpmış. "Özür dilerim beyfendi" demiş ve yoluna devam etmiş. Birkaç dakika sonra, bir başka ağaca daha çarpmış, ve yine "Çok üzgünüm efendim" diyerek devam etmiş. Birkaç adım sonra, bir ağaca daha çarpınca, ondan da özür dilemiş ve bir banka oturarak, kendi kendine konuşmuş:-"En iyisi şu kortej geçsin de, ben eve o zaman gideyim..."

Yüklü ücret

Adamın biri hakkında suç duyurusu vardır. O da kendini savunmak üzere bir avukat aramaya başlar. Şehrin işlek noktalarından birinde bürosu olan bir avukatla görüşmeye gider. -"Sizi mahkemede temsil edebilirim beyefendi; ancak, biliyorsunuzdur, benim ücretim biraz yüklü olacaktır." der avukat. "Sorun değil avukat bey; 2003 model bir BMW sahibiyim, gerekirse onu satarım." "Güzel", der avukat; "çalışmaya başlayalım o zaman. Size yöneltilen suçlama neydi?" -"2003 model bir BMW çalmak."

Kardeşler

Fatih Sultan Mehmet'in tedbil-i kıyafet yaparak dolaştığı günlerin birinde, halktan biri onu tanır ve para ister. Fatih bu adama bir altın verir; adam beğenmez ve konuşur:-"Padişahım, biz kardeş değil miyiz? Kardeşine bir altın vermek yakışık alır mı?" Fatih kızar:-"Bre nereden kardeş oluyoruz biz?" -"Hepimiz Hz. Adem'in çocukları, kardeşler değil miyiz efendim?" -"Al şu bir altını da hemen git yoluna. Eğer şu çarşıdaki diğer kardeşlerimiz bunu duyacak olurlarsa, korkarım senin payına o kadar da düşmez!"

Miras bırakmadı

Yıllar sonra karşılaşan iki arkadaştan biri diğerine, geçen sene başka bir ortak arkadaşlarının öldüğünü söyler:-"Hem arkasında da çocukları aç, sefil kaldılar..." -"Aa... E ben onun durumunu çok iyi sanıyordum, demek hiç bir şey bırakmadı çocuklara..." -"Nasıl bıraksın arkadaş; önce bir servet kazanmak için sağlığından oldu; sonra da sağlığını geri kazanmak için servetinden..."

Gece bekçiliği

Adamın biri gazetede gördüğü bir "Bekçi Aranıyor" ilanı üzerine iş başvurusunda bulunur. Mülakat esnasında adama sorarlar: -"Bildiğiniz üzere gece bekçiliği çok zor bir iştir. Sizce bu konuda sizi seçmemize neden olacak en önemli pozitif yönünüz nedir?" -"Efendim, benim uykum çok hafiftir; en ufak gürültüde hemen uyanırım!"

Bir yıl