Выбрать главу

Bu duyguların çoğu kameriyenin hemen girişinde duran kadına yöneltilmişti.

Mat, seni kutsanası aptal, diye düşündü Perrin, sırıtarak. Başardın. Gerçekten başardın.

Bir süredir ilk defa Mat hakkında düşünmek gözlerinin önünde renklerin dönmesine sebep oldu. Mat’i bir at sırtında, elinde tuttuğu bir şeyle uğraşarak, tozlu bir yolda ilerlerken gördü. Perrin görüntüyü kovaladı. Mat şimdi neredeydi? Neden Moiraine’le birlikte geri dönmemişti?

Fark etmezdi. Moiraine dönmüştü. Işık, Moiraine! Perrin kucaklamak için yaklaşacak oldu, ama Faile onu kolundan yakaladı. Perrin onun baktığı yere döndü.

Rand. Yüzü solmuştu. Başka her şeyi unutmuş gibi sallanarak masadan uzaklaşmış, başkalarını itip Moiraine’e yaklaşmıştı. Tereddütle uzandı ve yüzüne dokundu. “Annemin mezarı adına,” diye fısıldadı, sonra kadının önünde dizlerinin üzerine çöktü. “Nasıl?”

Moiraine gülümsedi ve elini onun omzuna koydu. “Çark dilediği gibi dokur Rand. Unuttun mu yoksa?”

“Ben…”

“Senin dilediğin gibi değil Yenidendoğan Ejder,” dedi Moiraine nazikçe. “Bizlerin dilediği gibi değil. Belki bir gün kendi kendini yok edecek şekilde dokur. O günün bugün olduğunu düşünmüyorum. Yakında bir gün de olmayacak bu.”

“Bu kadın kim?” dedi Roedran. “Ne saçmalıyor? Ben…” Görünmez bir şey kafasına fiske atarak yerinde sıçramasına sebep olunca sustu. Perrin, Rand’a baktı ve Egwene’in dudaklarındaki gülümsemeyi fark etti. Kameriyedeki onca insanın arasında, onun hissettiği memnuniyetin kokusunu aldı.

Yakında duran Nynaeve ve Min büyük şok içinde kokuyordu. Işık izin verse de Nynaeve bir süre daha bu ruh halinde kalsaydı. Şu anda Moiraine’e bağırması hiç işe yaramazdı.

“Sorumu yanıtlamadın,” dedi Rand.

“Yanıtladım ama,” diye yanıt verdi Moiraine sevgiyle. “Senin istediğin yanıt değil, o kadar.”

Rand diz çöktü, sonra başını arkaya devirdi ve bir kahkaha attı. “Işık, Moiraine! Hiç değişmedin, değil mi?”

“Hepimiz her gün değişiriz,” diye yanıt verdi Moiraine gülümseyerek. “Son zamanlarda ben diğerlerinden biraz daha fazla değiştim. Ayağa kalk. Benim senin önünde diz çökmem gerekir Lord Ejder. Hepimizin senin önünde diz çökmesi gerekir.”

Rand kalktı ve Moiraine’in kameriyeye girebilmesi için geriye çekildi. Perrin bir koku daha aldı ve Moiraine’in arkasından Thom Merrilin içeri girerken gülümsedi. Yaşlı âşık Perrin’e göz kırptı.

“Moiraine,” dedi Egwene, öne çıkarak. “Beyaz Kule sana mutlulukla hoş geldin diyor. Hizmetlerini unutulmadı.”

“Hmmmm,” dedi Moiraine. “Evet, gelecekteki Amyrlin’i keşfetmenin benim için iyi olacağını düşünmeliydim. Bu içimi rahatlattı, çünkü önceden, idama olmasa bile yalıtılmaya doğru gidiyordum yanlış hatırlamıyorsam.”

“Her şey değişti.”

“Açık ki değişmiş.” Moiraine başını salladı. “Anne.” Perrin’in yanından geçerken, ışıl ışıl gözlerle kolunu sıktı.

Sınırboylu hükümdarlar teker teker kılıçlarını ellerine aldılar ve eğildiler ya da diz kırdılar. Her biri Moiraine’i şahsen tanıyormuş gibiydi. Çadırdaki diğerleri şaşkın görünüyordu, ama Darlin’in onun kim olduğunu bildiği açıktı. O şaşkından çok… düşünceli görünüyordu.

Moiraine, Nynaeve’in önünde duraksadı. Perrin, Nynaeve’in o andaki kokusunu yakalayamadı. Bu ona uğursuz bir alametmiş gibi geldi. Ah, Işık. İşte geliyor…

Nynaeve, Moiraine’e sıkı sıkı sarıldı.

Moiraine bir an, elleri iki yanında, şok kokarak durdu. Sonunda kucaklamaya anaç bir biçimde yanıt verdi ve Nynaeve’in sırtını okşadı.

Nynaeve onu bıraktı, geriledi, sonra gözündeki yaşı sildi. “Lan’e bundan sakın bahsetme,” diye hırladı.

“Aklıma bile gelmez,” dedi Moiraine, gidip kameriyenin ortasında durarak.

“Çekilmez kadın,” diye homurdandı Nynaeve, diğer gözünü de silerek.

“Moiraine,” dedi Egwene. “Tam zamanında geldin.”

“Bu konuda özel bir yeteneğim vardır.”

“Eh,” diye devam etti Egwene, Rand masanın yanına geri dönerken, “Rand… Yenidendoğan Ejder… talepleri karşılığında dünyayı rehin aldı ve biz isteklerini kabul etmezsek görevini yapmayı reddediyor.”

Moiraine dudaklarını büzdü ve Galad’ın onun için masaya bıraktığı Ejder Barışı anlaşmasını eline aldı. Belgede göz gezdirdi.

“Bu kadın kim?” dedi Roedran. “Ve neden biz… Sunu yapmayı bırakır mısın?” Hava ipliğinden oluşmuş bir tokat yemiş gibi elini kaldırdı, sonra dik dik Egwene’e baktı – ama bu sefer memnun kokan, yakındaki Asha’manlardan biriydi.

“İyi atış Grady,” diye fısıldadı Perrin.

“Teşekkür ederim Lord Perrin.”

Grady, Moiraine’i yalnızca anlatılanlardan biliyordu elbette, ama Moiraine’in hikâyesi Rand’ı takip edenler arasında yayılmıştı.

“Ee?” dedi Egwene.

“‘Ve insanın yaptığı her şey parçalanacak,’” diye fısıldadı Moiraine. “‘Gölge Çağın Deseni üzerinde yayılacak ve Karanlık Varlık bir kez daha insanoğlunun dünyasına el uzatacak. Dünyanın ulusları çürük kumaş gibi dağılırken kadınlar ağlayacak ve erkekler sinecek. Ayakta hiçbir şey kalmayacak, hiçbir şey direnemeyecek.’”

İnsanlar ayak değiştirdiler. Perrin sorgularcasına Rand’a baktı.

“‘Ama Gölge ile yüzleşecek biri doğacak,’” dedi Moiraine daha yüksek sesle. “‘Daha önce doğduğu gibi ve sonsuza dek hep doğacağı gibi, bir kez daha doğacak! Ejder Yeniden Doğacak ve onun doğumunda feryatlar kopacak, dişler gıcırdatılacak. Halkı çuval bezlerine ve küllere bürüyecek ve gelişiyle dünyayı bir kez daha kıracak, bağlayan tüm bağları koparacak!

“Ketsiz şafak gibi bizi kör edecek ve kavuracak, ama Yenidendoğan Ejder Son Savaş’ta Gölge’nin karşısına dikilecek ve onun kanı bize Işık verecek. Aksın gözyaşları, Ey dünyanın halkları. Kurtuluşunuz için ağlayın!’”

“Aes Sedai,” dedi Darlin, “affedersiniz, ama bu pek uğursuz bir deyiş oldu.”

“En azından bir kurtuluş olacak,” dedi Moiraine. “Söyle bana Majesteleri. Bu kehanet sana gözyaşı dökmeni emrediyor. Kurtuluşun böylesine büyük acı ve endişeyle geleceği için mi ağlayacaksın? Yoksa kendi kurtuluşun için mi ağlayacaksın? Senin adına acı çekecek adam için? Bu savaştan ayakta çıkmayacağını kesin olarak bildiğimiz tek adam için mi?”

Rand’a döndü.

“Bu talepler adil değil,” dedi Gregorin. “Bizden sınırlarımızı olduğu gibi tutmamızı talep ediyor!”

“‘O barış kılıcıyla halkını biçecek,’” dedi Moiraine, “‘ve yaprakla yok edecek onları.’”

Bu Karaethon Döngüsü. Bu sözleri daha önce duydum.

“Mühürler Moiraine,” dedi Egwene. “Onları kırmayı planlıyor. Amyrlin Makamı’nın yetkesine meydan okuyor.”

Moiraine şaşırmış görünmedi. Perrin onun içeri girmeden önce içeriyi dinlediğini tahmin etti. Tam da Moiraine’in yapacağı şeydi.

“Ah, Egwene,” dedi Moiraine. “Unuttun mu? Lekelenmemiş kule kınlıyor ve unutulmuş simgenin önünde diz kırıyor.

Egwene kızardı.

“‘İçimizde sağlık kalamaz, iyi şeyler yetişemez,’” diye alıntı yaptı Moiraine, “‘çünkü diyar Yenidendoğan Ejder’le birdir ve o da diyarla bir. Ateşin ruhu, taşın yüreği.’”

Gregorin’e baktı. “‘O gururla fetheder, kibirlileri boyun eğmeye zorlar.’”

Sınırboylulara döndü. “‘Dağlardan diz çökmesini isler…’”

Deniz Halkı’na. “‘…ve denizler yol verir.’”

Perrin’e, sonra Berelain’e. “‘… ve gökler önünde eğilir.’”