Выбрать главу

“Zamanının geldiğini nasıl anlayacak?” diye sordu.

“Anlayacaktır,” dedi Moiraine.

Egwene kuşkulu kokuyordu ve Perrin onu suçlamıyordu. Moiraine her zaman Desen’in örgüsünü takip etmeye ve Çark’ın dönüşlerine boyun eğmeye inanmıştı. Perrin öyle görmüyordu. Ona göre kendi yolunuzu çizerdiniz ve yapılması gereken iş için kendi kollarınıza güvenirdiniz. Desen, güvenilecek bir şey değildi.

Egwene, Aes Sedai’ydi. Moiraine’e katılması gerektiğini düşünüyor gibiydi. Ya bu, ya da Moiraine’le hemfikir olup mühürleri ellerine almak istiyordu yalnızca. “Yapılması gerektiğini hissettiğimde kıracağım onları,” dedi, mühürleri alarak.

“O zaman imza atacaksın.” Rand, fazla acele çalışmaları gerektiğinden yakman katiplerden belgeyi aldı. Belgenin arkasına pek çok ekleme yapılmıştı. Katiplerden biri bağırarak kuma uzandı, ama Rand Tek Güç’le bir şey yaptı ve mürekkebi bir anda kurutarak belgeyi Egwene’in önüne bıraktı.

“İmzalayacağım,” dedi Egwene, elini uzatıp kalem isteyerek. Diğer Aes Sedailer de omzunun üzerinden bakarken Egwene maddeleri dikkatle okudu. Her biri başlarını salladılar.

Egwene kalemi belgeyi imzaladı.

“Şimdi de diğerleri,” dedi Rand, tepkileri ölçmek için dönerek.

“Işık, akıllanmış bu adam,” diye fısıldadı Perrin’in yanındaki Faile. “Ne yaptığını fark ettin mi?”

“Ne yaptı?” dedi Perrin, sakalını kaşıyarak.

“Onu destekleyeceğini bildiği herkesi yanında getirdi,” diye fısıldadı Faile. “Ülkelerine yardım edilmesine yarayacak her şeyi imzalayacak olan Sınırboylular. Daha geçenlerde yardım ettiği Arad Domanlılar. Aieller… eh, tamam, Aiellerin ne zaman ne yapacağını kim bilebilir? Ama yine de dediğim geçerli.

“Sonra Egwene’in diğerlerini toparlamasına izin verdi. Bu dahiyane Perrin. Böylece, Egwene onun aleyhinde olanları çevresinde toparladıgın– da, tek yapması gereken Egwene’i ikna etmek oldu. Onu kendi tarafına çektikten sonra, diğerleri karşısında kalırlarsa aptal gibi görüneceklerdi.”

Gerçekten de, hükümdarlar belgeyi imzalarken –ilk imzalayan Berelain oldu ve bu konuda pek hevesli görünüyordu– Egwene’i destekleyenler kıpırdanmaya başladılar. Darlin yaklaştı ve kalemi eline aldı. Bir an duraksadıktan sonra imzaladı.

Ardından Gregorin geldi. Sonra Sınırboylular ve Arad Doman kralı. Hâlâ bütün bunları tam bir fiyasko olarak görmekte olan Roedran bile imzaladı. Perrin bunu ilginç buldu.

“Adam çok yaygara kapıyor,” dedi Faile’e, “ama bunun krallığı için faydalı olduğunu biliyor.”

“Evet,” dedi Faile. “Adam diğerlerini yanıltmak, onu ciddiye almamalarını sağlamak için hödük gibi davranıyor. Belge ulusların mevcut sınırlarını sabitliyor,” dedi Faile. “Hükümdarlığını sağlamlaştırmaya çalışan biri için büyük bir avantaj. Ama…”

“Ama?”

“Seanchanlar?” dedi Faile usulca. “Rand onları ikna ederse, bu onların da ele geçirdikleri ülkeleri alıkoyacakları anlamına mı geliyor? Ya damane olan kadınlar? Sınırlarından içeri giren her kadına o tasmalardan birini takmalarına izin verileceği anlamına mı geliyor?”

Çadır suskunlaştı. Belki de Faile amaçladığından daha yüksek sesle konuşmuştu. Perrin sıradan insanların neyi işitip neyi işitemediğini hatırlamakta güçlük çekiyordu.

“Seanchanları ben halledeceğim,” dedi Rand. Masanın yanında durdu ve hükümdarların belgeyi gözden geçirmelerini, yanlarında getirdikleri danışmanlarla konuşmalarını ve sonra imzalamalarını izledi.

“Nasıl?” diye sordu Darlin. “Onlar sizinle barış yapmak istemiyor Lord Ejder. Onların bu belgeyi anlamasız kılacağını düşünüyorum.”

“Burada işimiz bittiği zaman,” dedi Rand usulca, “onlara gideceğim. İmzalayacaklar.”

“Ya imzalamazlarsa?” diye sordu Gregorin.

Rand parmaklarını açarak elini masaya koydu. “Onları yok etmek zorunda kalabilirim. Ya da en azından yakın gelecekte savaşma yeteneklerini yok ederim.”

Kameriye sessizleşti.

“Bunu yapabilir misin?” diye sordu Darlin.

“Emin değilim,” diye itiraf etti Rand. “Yapabilsem bile, tüm gücüme ihtiyacım olduğu bir zamanda zayıf düşebilirim. Işık, tek seçeneğim bu olabilir. Korkunç bir seçenek. Onları son bıraktığımda… Biz Gölge’yle savaşırken onların bize arkadan saldırmasına izin veremeyiz.” Başını iki yana salladı ve Min yaklaşarak kolunu tuttu. “Onlarla başa çıkmanın bir yolunu bulacağım. Öyle ya da böyle, bir yol bulacağım.”

İmza süreci devam ediyordu. Bazıları bunu süslü jestlerle yapıyordu, diğerleri kayıtsızca. Rand belgeyi Perrin, Gawyn, Faile ve Gareth Bryne’a da imzalattı. Oradaki, önderlik pozisyonuna gelebilecek herkesin isminin belgede olmasını istiyor gibiydi.

Geriye yalnızca Elayne kaldı. Rand tüy kalemi ona uzattı.

“Benden zor bir şey istiyorsun Rand,” dedi Elayne, kollarını kavuşturarak. Altın rengi saçları Rand’ın kürelerinin ışığında parlıyordu. Neden dışarıdaki gökyüzü solmuştu? Rand endişelenmiş görünmüyordu, ama Perrin bulutların gökyüzünü yuttuğundan korktu. Rand’ın onları uzak tuttuğu bir yerde şimdi onlar hakimse, tehlikeli bir işaret.

“Zor olduğunu biliyorum,” dedi Rand. “Belki sana karşılığında bir şey verirsem…”

“Ne?”

“Savaşı,” dedi Rand. Hükümdarlara döndü. “Son Savaş’ı içinizden birinin yönetmesini istediniz. Bu rol için Andor’u ve kraliçesini kabul eder misiniz?”

“O çok genç,” dedi Darlin. “Çok yeni. Alınmayın Majesteleri.”

Alsalam hıhladı. “Konuşana bak. Buradaki hükümdarların yansı tahta bir seneden az süre önce geçti!”

“Ya Sınırboylular?” diye sordu Alliandre. “Onlar hayadan boyunca Afet’e karşı savaştı.”

“Bizi alt eltiler,” dedi Paitar. Başını iki yana salladı. “Bunu bizden biri koordine edemez. Andor iyi bir seçim.”

“Andor da işgal altında,” diye yorum yaptı Darlin.

“Hepiniz aynı durumdasınız ya da olacaksınız,” dedi Rand. “Elayne Trakand tam bir önderdir; bana önderlik hakkında bildiklerimi o öğretti. Büyük bir kumandandan taktik öğrendi ve tüm kumandanlardan tavsiye alacağından da eminim. Birinin önderlik etmesi şart. Bu pozisyona onun geçmesini hepiniz kabul eder misiniz?”

Diğerleri gönülsüzce başlarını sallayarak onayladılar. Rand, Elayne’e döndü.

“Tamam Rand,” dedi Elayne. “Bunu yapacağım. İmzalayacağım. Ama Seanchanlarla başa çıkmanın bir yolunu bulsan iyi olur. Sen bir çözüm bulana kadar hiçbirimiz güvende olmayacağız.”

“Seanchanların elinde tuttuğu kadınlar ne olacak?” diye sordu Rhuarc. “İtiraf etmeliyim Rand al’Thor, bizim niyetimiz, daha önemli savaşlar kazanılır kazanılmaz bu işgalcilere kan davası açmaktı.”

“Eğer hükümdarları imzalarsa,” dedi Rand, “çaldıkları yönlendirenler karşılığında mal vermeyi teklif edeceğim. Onları ele geçirdikleri topraklardan çekilmeye ve kendi ülkelerine geri dönmeye ikna etmeye çalışacağım.”

“Ya reddederlerse?” diye sordu Egwene başını iki yana sallayarak. “Bu meseleleri kabul etmeden belgeyi imzalamalarına izin verecek misin? Binlerce kişiyi köleye çevirdiler Rand.”

“Onları yenemeyiz,” dedi Aviendha, yumuşak bir sesle. Perrin onu süzdü. Aviendha kızgın, ama kararlı kokuyordu. “Onlara savaş açarsak bir yeniliriz.”

“Aviendha haklı,” dedi Amys. “Aieller, Seanchanlarla savaşmayacak.”

Şaşıran Rhuarc bir birine bir ötekine baktı.